Vaka Çalışması: Kariyer mi Caroussel mi? – Mehmet’in Kararı
Özet
Mehmet, Sapanca Gölü kıyısındaki sakin bir bankta oturmuş, batan güneşi izlerken Aqua Nova Tesisleri’ndeki kariyerinin dördüncü yılının muhasebesini yapıyordu. Üniversite stajıyla başlayan ve hızla Dış Ticaret Departmanı’nda kalıcı bir pozisyona evrilen yolculuğu, son bir haftada yaşanan olaylarla kritik bir dönemece girmişti. Yeni Genel Müdür Cemal Bey’in dikkatini çeken başarılı bir müşteri yönetimi performansı sergilemiş, ancak bu durum, kendi müdürü Sevda Hanım ile beklenmedik ve sert bir çatışmaya yol açmıştı. Şimdi, bir yandan Cemal Bey’in Pazartesi günü için yaptığı görüşme davetinin heyecanını taşırken, diğer yandan Sevda Hanım’ın öfkeli tepkisi ve suçlamalarıyla sarsılmış durumdaydı. Mehmet, bu hafta sonu, hem kariyerinin gidişatını hem de Aqua Nova’daki geleceğini belirleyecek zorlu sorularla yüzleşmek zorundaydı: Bu beklenmedik çatışmayı nasıl yönetmeliydi? Cemal Bey’in ilgisi bir fırsat mıydı, yoksa mevcut dengeleri daha da bozacak bir tehlike miydi? Yıllardır süregelen ve bir türlü sonuçlanmayan yeniden yapılanma kaosunun ortasında kendi yolunu nasıl çizecekti?
Firma ve Endüstri Hakkında Ön Bilgi
Sapanca’da kurulu Aqua Nova, değişik boyutlardaki şişe su ve damacana su üretimi yapan ve ihracatı olan bir firmadır. Şirket, son birkaç yıldır “yeniden yapılanma” adı altında bir değişim süreci yaşamaktadır. Ancak bu süreç profesyonel yönetim danışmanları tarafından değil, firmanın içindeki eski İK Müdürü Neriman Hanım liderliğinde etkisiz, katılımsız ve uzun toplantılarla bitmek bilmeyen bir sürece girmiş, çalışanlar arasında bıkkınlığa ve işlerin yavaşlamasına neden olmuştur. Beklentilerin altında kalan maaş zamları ve EYT (emeklilikte yaşa takılanlar) düzenlemesiyle hızlı bir personel kaybı ve iş yükünün mevcut personel üzerinde artması ile birleşen memnuniyetsizlik, özellikle Mehmet’in üçüncü yılında ciddi bir personel kaybına yol açmıştır. Bu durum operasyonel aksaklıklara ve müşteri şikayetlerine de neden olmuştur.
Son dönemde üst yönetimde değişiklikler yaşanmış; yeni Genel Müdür (Cemal Bey) ve İK Müdürü (Akın Bey) göreve başlamıştır. Cemal Bey ve Akın Bey’in üniversite arkadaşı oldukları ve Cemal Bey’in Akın Bey’i daha iyi bir pozisyondan Aqua Nova’ya davet ettiği bilgisi, yeni yönetimin birlikte hareket etme niyetini göstermektedir. Şirketin cirosu son iki yıldır enflasyonist ortama ve perakende pazarının büyümesine rağmen yerinde saymış, bu durum iç pazarda ciddi bir ciro ve müşteri kaybını yaşatmıştır. Tek teselli kaynağı, 4 milyon USD’lik ihracat hedefinin yakalanmış olmasıdır ki bu başarıda Dış Ticaret Departmanı’nın rolü büyüktür. Ancak bu başarı, şirketin genelindeki yapısal sorunları (üretim problemleri, yatırım eksikliği, teknoloji entegrasyonu yetersizliği, yönetim sorunları, liderlik stilleri) gizleyememektedir.
Mehmet’in hikayesi
Mehmet’in Aqua Nova serüveni, Uluslararası Ticaret bölümü son sınıfta yaptığı staj ile başladı. Aile evine yakınlığı ve bir arkadaşının olumlu referansları onu Aqua Nova’ya yönlendirmişti. İK Müdürü Neriman Hanım ile LinkedIn üzerinden kurduğu temas ve başarılı geçen mülakatlar (önce Neriman Hanım, sonra Dış Ticaret Müdürü Sevda Hanım ile) sonucunda Dış Ticaret Departmanı’nda staja kabul edildi. Departmanda Sevda Hanım’ın yanı sıra Ayşe Hanım, Aslı Hanım ve Alp Bey çalışıyordu.
16 haftalık stajı boyunca Mehmet, departmanın yoğun temposuna hızla adapte oldu; sipariş takibi, lojistik, evrak hazırlığı, akreditif işlemleri gibi birçok konuda pratik kazandı. Sevda Hanım’ın desteğiyle müşteri görüşmelerine katıldı ve hatta bir fuar deneyimi yaşadı. Stajının sonunda Neriman Hanım’dan aldığı kalıcı iş teklifi onu çok heyecanlandırdı. Ancak bu tekliften Sevda Hanım’ın haberdar olmadığını sonradan fark edecekti; Sevda Hanım’ın tebrik ederken yüzündeki anlık düşüşü ve sessizliği bu durumu ele veriyordu. Departmandaki Alp Bey ve Aslı Hanım sevincini paylaşırken, Sevda Hanım’a yakınlığı bilinen Ayşe Hanım daha mesafeli durmuştu.
İşe başladıktan kısa süre sonra şirkette “yeniden yapılanma” süreci başladı. Bu süreç, Neriman Hanım’ın domine ettiği, katılımın olmadığı, uzun ve sonuçsuz toplantılarla karakterize oldu. Müdürler dahil herkes dinliyor gibi görünse de, pratikte bir değişiklik olmuyordu. Mehmet, bu toplantılarda kendi müdürü Sevda Hanım’ın bile pasif ve kenarda kaldığını gözlemlemişti. Yaklaşık bir yıl süren bu süreç çalışanlarda bıkkınlık yaratmış, işleri yavaşlatmış ve satışları düşürmüştü. İlk somut olumsuz sonuç, beklenen %30 yerine yapılan %18’lik maaş zammı oldu ve büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Departmanda bu durumun, İK’nın yeni Performans Değerlendirme sisteminden kaynaklandığı konuşuluyordu ve 11 yıllık çalışanlar olan Sevda Hanım ile Ayşe Hanım bu konuda hemfikirdi. Genç ve yeni olan Mehmet, Alp Bey ve Aslı Hanım gibi bu konuyu çok dillendirmese de, ortamdaki huzursuzluğu hissediyordu.
Mehmet’in üçüncü yılında, ikinci kez yapılan ve yine beklentilerin altında kalan maaş zamları ve EYT fırsatı, büyük bir işten ayrılma dalgasını tetikledi. Bu durum şirketin operasyonlarını ve üretimini olumsuz etkiledi, müşteri memnuniyetsizliği arttı. Dördüncü yılına girerken Mehmet, dış ticaret operasyonlarına tamamen hakimdi ancak şirket hala belirsizlik içindeydi. Neriman Hanım ayrılmış, yerine Akın Bey gelmişti. Hemen öncesinde ise Cemal Bey Genel Müdür olarak atanmıştı. İhracat hedefi tutturulsa da genel gidişat kötüydü. Sevda Hanım ve Ayşe Hanım, şirketin kurtuluşunun Dış Ticaret’te olduğunu düşünürken, Alp Bey, Aslı Hanım ve içten içe Mehmet, köklü bir değişim olmazsa krizin derinleşeceğine inanıyordu.
Her şeyi değiştiren olaylar zinciri, geçen hafta Sevda Hanım’ın yeni İK Müdürü Akın Bey’e yazdığı ve tüm departmanı CC’ye eklediği bir e-posta ile başladı. Sevda Hanım, Akın Bey’in yeniden yapılanma kapsamında departmanla görüşme talebini, iş yoğunluğunu ve personel eksikliğini gerekçe göstererek yaz sonrasına ertelemeyi talep ediyordu. Bu e-postanın ardından Sevda Hanım iki gün işe gelmedi. Üçüncü gün Akın Bey ile birlikte, moralsiz ve ağlamış bir halde departmana döndü ve odasına kapandı.
Tam o gün, şirketin cirosunun %15’ini oluşturan önemli bir yurtdışı müşterisi, randevusuz bir şekilde ziyarete geldi. Sevda Hanım’a ulaşılamayınca danışma Mehmet’i aradı. Mehmet, Sevda Hanım’ın odasına gittiğinde kapıyı açmasıyla “KAPAT KAPIYI!” çığlığıyla karşılaştı ve hızla geri çekildi. Durumu kavrayarak hemen misafirleri karşılamaya indi. Gelenler, yeni bir ürün geliştirme projesi konuşmak istiyorlardı. Mehmet, durumu Genel Müdür Cemal Bey’e iletti. Cemal Bey hızla duruma el koydu, Ar-Ge, Üretim, İş Geliştirme ve İK (Akın Bey) müdürlerini de dahil ederek 4 saat süren, oldukça verimli bir toplantı gerçekleştirdi. Mehmet, ilk kez bu kadar etkin ve sonuç odaklı bir toplantıya şahit oluyordu; aksiyonlar belirleniyor, sorumlular ve süreler atanıyordu. Toplantı sonrası Cemal Bey, Mehmet’i de yanına çağırarak kendi odasında bir değerlendirme toplantısı daha yaptı. Akşam tüm personel çıktıktan sonra Cemal Bey, Mehmet’i arayarak şehir merkezine birlikte inmeyi teklif etti. Yolda Mehmet’e kendisi, departmanı ve şirketle ilgili birçok soru sordu. Arabadan inerken Cemal Bey, “Pazartesi yanıma gel, bu proje üzerinde tekrar görüşeceğimiz konular var,” dedi, ancak Mehmet şaşkınlıktan net bir cevap veremeden kapıyı kapattı.
Ertesi gün, yani Cuma sabahı, Mehmet önceki günün heyecanını ve Cemal Bey ile olan olumlu temasını düşünürken, Ayşe Hanım aracılığıyla Sevda Hanım’ın kendisini çağırdığını öğrendi. Odasına girdiğinde Sevda Hanım’ın öfkeli ve suçlayıcı tavrıyla karşılaştı: “Dün önemli misafirler gelmiş, bana haber vermedin! Beni çağırmadan Cemal Bey ile toplantıya girmişsin! Sonra bir de onun odasında toplantı yapmışsınız! Ne yapmaya çalışıyorsun? Benim yerime mi göz diktin? Şimdi çık, seni görünce asabım bozuluyor!” Mehmet, neye uğradığını şaşırmış, renkten renge girmiş ve odadan çıkmak zorunda kalmıştı. O Cuma günü, sabahki azar ve işlerin yoğunluğuyla Mehmet için kabusa dönüştü. Akşam eve gittiğinde içine kapandı ve ertesi gün (Cumartesi) öğleden sonraya kadar uyuyup, kendini Sapanca Gölü kenarında bu düşüncelerle boğuşurken buldu.
Karar zamanı
Güneş Sapanca Gölü üzerinde batarken, Mehmet’in zihnindeki fırtına devam ediyordu. Dört yıllık emeği, son bir haftada yaşananlarla adeta bir bıçak sırtına gelmişti. Bir yanda, kariyerinde yeni bir kapı aralayabilecek gibi duran Genel Müdür Cemal Bey’in ilgisi ve Pazartesi günkü görüşme daveti vardı. Diğer yanda ise, yıllardır birlikte çalıştığı, stajından beri kendisine rehberlik etmiş olan müdürü Sevda Hanım’ın ağır suçlamaları ve kopma noktasına gelen ilişkileri duruyordu. Sevda Hanım’ın bu tepkisi, sadece dünkü olayların bir sonucu muydu, yoksa yıllar önce iş teklifini doğrudan İK’dan almasının birikmiş bir rövanşı mıydı? Aqua Nova’nın bir türlü bitmeyen ve kaosa sürüklenen yeniden yapılanma süreci, bu kişisel çatışmaların zeminini mi hazırlamıştı? Pazartesi günü Cemal Bey’in odasına hangi yüzle ve hangi mesajla girecekti? Sevda Hanım ile ilişkisini onarma şansı var mıydı, yoksa bu köprüler tamamen atılmış mıydı? Bu sorunları Akın Bey’e iletmeli miydi? Mehmet, kariyerinin bu kritik “Caroussel” anında hangi yöne döneceğine karar vermek zorundaydı.
—
(Bir Yönetim Danışmanının Günlüğü)
Özgür Koca
KC Kaan Yönetim Danışmanlığı Kurucusu
Bu yazının telif hakkı Utrader’e ait olup, ancak kaynak gösterilmek suretiyle izinsiz olarak kullanılabilir, yayınlanabilir.