Türkiye Demiryolları
Türkiye demiryolu ile hızlı yolcu taşımacılığı ve metro hatlarının inşasında dünyada müstesna bir yer edindi. Serbestleştirmeye de iyi niyetle ve hevesle başladı. Ama;
2023 yılında değer olarak Türkiye’nin ihracatının sadece %0,77’si ve ithalatının yalnızca %0,55’i demiryolu ile yapıldı.
Ülkemizin sanayi üretiminin %45’ini yapan 295 OSB’nin sadece 13’ünde demiryolu bağlantısı var.
TCDD tüm taşımalarının yaklaşık %20’sini Kardemir için yapıyor! O da zaten bu ay kendi lojistik şirketini kurdu.
Demiryollarımızın %90’ı tek hatlı. Bu yüzden yurt dışı yük trenlerinin sınırlarımız içerisindeki hızları saatte sadece ortalama 25 km!
Türkiye ve Çin arasındaki Orta Koridor’un demiryolu ağından beklentilerimize rağmen; operatörler bu koridorda, ülkemizdeki verim sorunları ve altyapı boşlukları nedeniyle Karadeniz rotasını tercih ediyor.
Geçiş kısıtlaması ve uygun lokomotif yetersizliği nedeniyle Marmaray’dan uluslararası yük trenlerinin geçişi çok sınırlı!
Bunların üstüne Gürcistan’daki bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle koridorun Bakü-Tiflis-Kars hattı 2023’ün büyük bir kısmında çalışmadı.
Dahası Dünya Bankası; Asya ile Avrupa arasında derin deniz taşımacılığı dahil farklı bağlantı seçeneklerinin bulunması nedeniyle; Orta Koridor’un kıtalar arası ticarette küçük bir oyuncu olarak kalacağını tahmin ediyor.
Eğer AB, 2023 Aralık’ta adaylık statüsü verdiği Gürcistan’ı hızla Birliğe alırsa, bu ülkenin Koridor’da Türkiye menfaatlerine uygun olmayan ulaştırma politikası uygulaması çok mümkün.
Bu arada, rakip Kuzey Koridoru’nu kullanan Çin-Avrupa Demiryolu Ekspresi, Çin’deki 120 şehri kapsayarak; 25 Avrupa ülkesinde 219 şehre ulaştı bile.
2013 yılında çıkarılan kanunla, ülkemizde demiryolu yük taşımacılığında serbestleşmenin önü açıldı. Ancak Avrupa’da özel sektörün toplam taşımalardaki payı %50’yi aşarken; serbestleşmenin üzerinden 10 seneden fazla zaman geçmesine rağmen Türkiye, sadece iki firma ile ancak %13’e ulaşabildi.
Çünkü zorlaştırma ve düzenleme eksikliği nedeniyle serbestleşme yürümüyor. Mesela, lojistik firmalarının inşa ettiği istasyonlara rakip aynı yerde TCDD’nin istasyonlar kurması ve devlete ait Tüdemsaş’dan vagon alan şirketlerden, vagonların uygunluk onayı için ücret alınması tedirginlik oluşturdu.
Demiryollarını, demiryolu terminalleri ile aktarma merkezlerine ve özel tesislere bağlayan hatlara ilişkin yasal alt düzenlemeler de bir türlü yapılamıyor.
“2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı”, demiryolunda yük taşımacılığının payının yüzde 21,93’e çıkarılacağını ifade ediyor. Ama AB’de şu andaki payı bile %18 ve 2030’da %30’a çıkartacaklar. Yani şimdiden, gelecekte yaklaşık 30 sene geride olmayı kabul ediyoruz.
Alternatif hatların yanında global ve güvenli kabul edilen koridorlara daha fazla entegre olmayı da düşünmeliyiz.
Özel sektörün önünü açmalı ve Demiryolu Taşımacılığı Derneği gibi kuruluşlara kulak vermeliyiz.
Önümüzde tarihi fırsatlar var ama unutmayalım ki; lojistik altyapınız rekabetçi değilse, üretmenizin değeri yok!
Bu yazının telif hakkı Utrader’e ait olup, ancak kaynak gösterilmek suretiyle izinsiz olarak kullanılabilir, yayınlanabilir.