Üniversitelerde Uluslararası Ticaret Eğitimi ve Araştırmaları

Dünyada uluslararası ticarete yönelik lisans ve lisansüstü eğitimlerinin çok önemli bir kısmının Asya ve Pasifik ülkelerindeki üniversitelerde verildiği görülmektedir. Batıdaki üniversitelerde ise bu alan daha çok uluslararası işletmecilik ve benzeri disiplinler üzerinden lisans veya lisansüstü programlar olarak konumlandırılmaktadır. Özellikle büyüme stratejisi olarak ihracatı seçen Asya ülkelerinde bu alana yönelik eğitimin yoğunlaşması anlamlı gözükmektedir.

Türkiye’de ticaret eğitiminin 1883 yılında Marmara Üniversitesi’nin Hamidiye Ticaret Mektebi olarak kurulması ile başladığını biliyoruz. Uzun yıllar ticaret liseleri farklı adlar ve misyonlarla ülkemizde çok sayıda mezun yetiştirmiştir. Hatta son yıllarda Dış Ticaret Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri açılmaya başlanmıştır.

Türkiye’nin seksenli yılların ikinci yarısından itibaren liberal ekonomi ve ihracata dayalı büyüme stratejisini benimsemesi ve dünyada globalleşme akımlarının hızlanması ile birlikte akademide bu alana ilgi oldukça artmıştır. Genellikle Dış Ticaret olarak meslek yüksekokullarının bünyelerinde açılan programlar, üniversite düzeyinde uluslararası ticarete olan akademik yaklaşımın ilk oluşumlarıdır. Boğaziçi Üniversitesi ülkemizde uluslararası ticaret alanında lisans diploması veren ilk bölüm olma özelliğini taşımaktadır. 1995 yılında Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu bünyesinde başlayan bölüm, 2022 yılında Yönetim Bilimleri Fakültesi bünyesine alınmıştır.

Takip eden yıllarda özellikle vakıf üniversitelerinin uluslararası ticaret alanına yönelik ilgisinde önemli bir artış gözlemlenmiştir. Bugün Türkiye’de Uluslararası Ticaret ve ilişkili alanlara yönelik çok sayıda bölüm fakültelerde ve yüksekokullarda yer almaktadır. Bu bölümler Uluslararası Ticaret, Uluslararası Ticaret ve Finansman, Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik, Uluslararası Ticaret ve Lojistik gibi özellikle iki disiplini birbirlerine yakınlaştırma çabasının bir sonucu olarak faaliyet göstermektedir. Yakın zamanda YÖK’ün Uluslararası Ticaret bölümlerinin birçoğunun adını, “ve” ifadesi ile başka alanlarla birleştirmesi sonucu bu alan gittikçe interdisipliner bir yapıya dönüşmüştür. Şu anda Türkiye’de, uluslararası ticaret ve ilişkili alanlarda ikisi uzaktan öğretim olmak üzere (İstanbul ve Anadolu Üniversitesi) olmak üzere toplam 84 bölüm eğitim vermektedir.

Lisansüstü düzeyde de hem tezli hem tezsiz yüksek lisans hem de doktora düzeyinde eğitim veren çok sayıda vakıf ve devlet üniversitesi bulunmaktadır.

Türkiye’de Uluslararası Ticaret ve ilişkili alanlarda eğitim ve araştırma faaliyetlerinde bulunan bölüm ve anabilim dallarına ilişkin sorunlar aşağıda sıralanmıştır:

Öğretim Elemanı sorunu: Türkiye’de uluslararası ticarete yönelik doçentlik alanı ÜAK tarafından çok yeni tanımlanmıştır. Bu bölümlerde görev yapan akademisyenlerin çok önemli bir kısmı başka bilim dalları üzerinden kariyerlerini geliştirmişler ve geliştirmeye devam etmektedirler. Uluslararası ticaretin interdisipliner bir alan olması nedeniyle alan farklılıkları makul görünebilir. Bununla birlikte birçok bölümde, alanda uzman akademisyen sayısı oldukça sınırlıdır. Bu da bölümlerin fazlaca genel iktisat veya genel işletme alanına yaklaşmasına neden olmaktadır.

Müfredat sorunu: Yukarıda bahsedilen öğretim elemanı sorunu nedeniyle, uluslararası ticaret ile ilişkili alanlarda müfredatlarda önemli farklılıklar bulunmaktadır. Çoğu bölüm müfredatı, kendi insan kaynağı doğrultusunda şekillendirmektedir. Bunun sonucunda da alana özgü derslerin sayısı azalmaktadır. Yapılan bir akademik çalışmada, Türkiye’de içinde uluslararası ticaret ile ilgili ders bulunmayan iki uluslararası ticaret bölümünün olduğu tespit edilmiş olması bu durumu teyit eder niteliktedir. Ayrıca uluslararası ticaret bölümleri bazı üniversitelerde, kadro bulma zorluğu çeken akademisyenler için adeta bir istihdam alanı haline dönüşmüştür.

Araştırma: Alanda çalışan akademisyenlerin bir kısmı, yukarıda bahsedilen alan farklılıkları nedeniyle, çalışmalarının önemli bir kısmını uluslararası ticaret dışındaki disiplinlerde yapmaktadır. Ayrıca batıda yapılan çalışmaların çok büyük bir kısmı hedef pazar, ithalatçı ve ihracatçı tutum ve davranışları, uluslararası rekabet ve yönetim gibi konular üzerinden olurken Türkiye’de yapılan çalışmaların önemli bir kısmının genel iktisat ve işletme konuları üzerinden tasarlandığı görülmektedir. Bu konuda iyi bir örnek olarak Utrader Akademi Ödülleri sayfası incelenebilir.

Sonuç olarak, gelişmesini ihracata bağlayan Türkiye’de akademinin eğitim ve araştırma faaliyetlerinde alana daha fazla yaklaşma ihtiyacı bulunduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Prof. Dr. Hakan Tunahan

Bu yazının telif hakkı Utrader’e ait olup, ancak kaynak gösterilmek suretiyle izinsiz olarak kullanılabilir, yayınlanabilir.

Designed by MEK