SANAYİ ÜNİVERSİTE İŞ BİRLİĞİ: SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Öncelikle başlığa bilinçli olarak Üniversite Sanayi İş birliği değil Sanayi Üniversite İş birliği yazdım. Çünkü genel kabul görmüş olan Üniversite Sanayi İş birliği kavramında öncelik üniversitelere verilmekte ve tüm sürecin üniversite tarafından yürütülmesine yönelik bir algı ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bu iş birliğinden göreceli olarak daha fazla fayda sağlayacak olan iş dünyasının konuya daha fazla önem vermesi gerekmektedir. Ancak sahada işler bence olması gerektiği gibi ilerlemiyor. Bu iş birliğinin önünde ciddi sorunlar bulunmaktadır. Bu ayki yazımda bu sorunları üç başlık altında inceledim.

En önemli sorun iletişimde… İletişim sorunundan kastım sadece bilgi ve haber akışını sağlayan mekanizma değil taraflar arasında kurumsallaşmış yapıların olmaması… Son yıllarda sayısı artan ve bahsi geçen kurumsal yapının bir örneği olarak öne çıkan teknoloji transfer ofisleri üniversite kampüsleri içinde iş dünyasından uzak faaliyet gösteriyor. Bugün bir anket yapılsa emin olun teknoloji transfer ofisinin ne demek olduğunu bilen iş insanı sayısı yüzde 5’i geçmez. Teknoloji transfer ofisleri üniversite içinden çıkıp; organize sanayi bölgelerine, sanayi ve ticaret odalarının içine alınsa daha etkin çalışabilir. Yine son yıllarda sayısı artan teknoparklar ülke genelinde çoğunluğu yazılım firmalarından oluşan bir kimliğe büründü. Şirketlerin teknoparklarda yer almak istemesinin en önemli sebebi akademiye yakınlık değil vergi avantajları… Hal böyleyken her iki tarafı birbirine bağlayacak kurumsal yapılar bir türlü düzgün işlemiyor. Güney Kore bu sorunu sanayi kuruluşları ve üniversitelerin iç içe olduğu kampüsler inşa ederek aşmış durumda. Biz de organize sanayi bölgelerini kurarken üniversiteyi de içine alan yapılar düşünebiliriz. Güney Kore modelinde sanayi ile üniversite arasında iletişimi sağlayan kurumsal yapılar düşünülmüş hatta bu yapılar üniversiteden daha büyük fiziki alan işgal etmektedir.

İkinci önemli sorun bakış açısında… Gerek iş dünyası gerek akademi, her iki tarafta büyük çoğunluk, birbirlerine ulaşılmaz gözlerle bakma eğiliminde… Bence akademisyenlerin çoğu sahip oldukları bilgilerin iş dünyası için ne kadar önemli olduğunu anlamıyor. İş dünyasının bakışında ise iki farklı sorun var. Bir grup, akademisyenlerin çok fazla teorik bilgiye saplandığını düşünüyor ve iş hayatının teorik bilginin çok ötesinde olduğunu düşünüyor. Oysa teorik bilgiyi temel almadan çıktığınız her uygulama gelecekte ciddi sorunlar üretme potansiyeli taşımaktadır. Bir diğer grup ise akademisyenlerin işleri için ulaşılmaz insanlar olduklarına inanıyor. Akademisyenlerin ulaşılmaz insanlar olduklarını düşünenlerin sayısı son yıllarda azalmış olsa da (sanırım medyada ortaya çıkan kötü profiller buna hizmet etmiş olabilir) hala azımsanmayacak düzeyde varlığını koruyor. Bu noktada akademisyenlerin yapacakları çalışmalarda iş dünyasından elde edecekleri verilerin son derece önemli olduğunu unutmamak gerekir.

Üçüncü temel sorun kısa vadeli planlamalar. Özellikle iş dünyası akademi ile iş birliği yapmaya başladığında çok kısa sürede sonuç almak istiyor. Elbette iş koşullarının zor olması sonuç odaklı bakış açısını gerekli kılıyor olabilir. Ancak sürdürülebilir faydaların sağlanması için sistematik ve planlı gidilmesinde fayda var. Bunun için zamana ve en çok da sabıra ihtiyaç duyulmaktadır.  Kısa vadeli planlama sorununun sadece sanayi üniversite iş birliği düzeyinde kalmadığını da ifade etmek gerekir.

Sonuç olarak sanayi üniversite iş birliği önündeki engelleri; kurumsal ara yapı noksanlığı, bakış açısı ve kısa vadeli planlama olarak sıralayabiliriz. Her iki tarafın da birbiri için yapabileceği çok şeyin olduğunu görmek ve kaynakların israf edildiğine tanık olmak son derece üzüntü verici. Ancak bu konuda farkındalık oluşabilirse kısa sürede büyük bir yol alınabilir. Bu nedenle önümüzdeki aylarda bu konuda yeni yazılar gelebilir. Bizi takibe devam edin…

Doçent Dr. Sinan Esen


Yayın Tarihi: 19.06.2023

Bu yazının telif hakkı Utrader’e ait olup, ancak kaynak gösterilmek suretiyle izinsiz olarak kullanılabilir, yayınlanabilir.

Designed by MEK