Gümrük Birliği Anlaşması’nın İşleyiş Sorunları
Türkiye ile Avrupa’nın 15 ülkesi arasında 1996 yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği Anlaşması’nın 27. yılında hala etkileri, eksiklikleri ve geleceği tartışılmaktadır.
Bu anlaşma ile iki taraf sadece sanayi ve işlenmiş tarım ürünlerinde aralarında tarife ve tarife benzeri engelleri kaldırmakla kalmamışlardır. Türkiye blokun ticaret politikasına uyum sağlamış, dahası sanayi ürünleri ticaretindeki teknik engelleri kaldırmış, rekabet politikasını, fikri ve sınai mülkiyet haklarına ilişkin mevzuat ile Gümrük mevzuatını topluluk ile uyumlaştırmıştır.
Gümrük Birliği Anlaşması’nın Türkiye ihracatına katkısı, yabancı yatırımlar üzerindeki olumlu etkisi ve mevzuat uyumlaştırması sonucu iktisadi altyapıda ulaşılan üst seviye oldukça değerlidir. Bununla birlikte Gümrük Birliği Anlaşmasının doğuştan sakat yönlerinin yanında, büyüyen ticaret hacmi ve dünyadaki değişimlere ayak uyduramayan sonradan gelişen aksaklıkları da içinde barındırmaktadır. Anlaşmasnın asimetrisi olarak adlandırılan bu aksaklıklardan önemli olanları aşağıdaki gibidir:
Türkiye, anlaşmanın yapıldığı tarihteki adıyla Topluluğun yaptığı ve yapacağı ticaret anlaşmalarını üstlenmiştir. Bu taahhüdün iki sonucu Türkiye için oldukça zorludur. Türkiye’nin masada olmadığı ve AB ülkelerinin öncelikleri ve çıkarları üzerinden yapılan serbest ticaret anlaşmalarına Türkiye dahil olmak zorunda kalmaktadır. Dahası, AB’nin serbest ticaret anlaşması (STA) imzaladığı bazı ülkeler, Türkiye ile benzer bir anlaşma imzalamada isteksiz davranmaktadır. Çünkü AB ile yaptıkları anlaşma ile zaten bu bu ülkeler Türkiye pazarına tarifesiz erişme imkanına kavuşmaktadırlar. Türkiye bir süredir bu durumda ortaya çıkan ticaret sapması ve haksız rekabet riskini azaltma amacıyla mali yükümlülükler ihdas etmektedir. Ancak bu korunma refleksi Gümrük Birliği anlaşmasına aykırı kabul edilmektedir.
Gümrük Birliği Anlaşması ile, Gümrük Birliği’nin işleyişinde Türk ve AB mevzuatlarının uyumunu ve sorunlarını görüşme üzere Gümrük Birliği Ortak Komitesi (GBOK) kurulmuştur. 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nda, genel bir kural olarak, GBOK’un ayda bir kez toplanması öngörülmüştür. Ancak uygulamada, Gümrük Birliği Ortak Komitesi yılda bir veya iki defa toplanmaktadır. Ve kararları tavsiye niteliğindedir. Bunun dışında Türkiye Gümrük Birliği’ni ilgilendiren alanlarda AB’nin karar alma mekanizmalarında yeterli düzeyde temsil edilmemektedir.
Türkiye karayolu müktesebatı ile Avrupa müktesebatının çok büyük oranda uyumlu olmasına rağmen, hizmet sektörünün Gümrük Birliği Anlaşması’na dahil olmadığı iddiası ile, AB açısından Türkiye “Taşımacılıkta Tek Avrupa Pazarı”nın dışında bırakılması gereken 3. Ülke olarak kabul edilmektedir. Bu kabul üzerinden AB’deki birçok ülke karayolunda özellikle transit geçişlerde Türk araçlarına geçiş kotaları uygulamaktadır. Bunların yanında kamyon şoförlerimize uygulanan vizeler ve abartılı belge talepleri de mobilite sorununu oluşturmaktadır.
Türkiye’nin bu sorunlarına karşılık AB de, Türk Gümrük Kanunu’nun hâlâ AB Gümrük Kodu’yla uyumlaştırılmadığını, risk temelli kontrolleri ve basitleştirilmiş usulleri geliştirmek amacıyla daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiğini düşünmektedir. AB, ürünlerinin Türkiye piyasasına girişinde gerekçesiz kontroller ve gecikmeler yaşandığını ifade etmektedir. Dahası ihtisas gümrükleri, gözetim tedbirleri, serbest bölgeler ve vergi muafiyeti uygulamalarının AB müktesebatıyla uyumlu olmadığını vurgulamaktadır.
Gümrük Birliği’nin güncellenmesine ilişkin ilk adım olarak AB Komisyonu, Gümrük Birliği’nin taraflara olan etkisini tarafsız bir şekilde değerlendirmek üzere Dünya Bankası’nın bir rapor hazırlamasını istemiştir. Rapor Nisan 2014’te yayınlanmıştır. Bu rapor üzerine Avrupa Komisyonu ile yürütülen teknik müzakereler 27 Nisan 2015 tarihinde tamamlanmış olup, görüşmeler sürmektedir. Ancak zaman zaman Türkiye ile AB arasında yaşanan gerginlikler bu görüşmeleri verimsiz bir noktaya taşımış görünmektedir.
Bu yazının telif hakkı Utrader’e ait olup, ancak kaynak gösterilmek suretiyle izinsiz olarak kullanılabilir, yayınlanabilir.