Covid-19’un Etkileri

Covid-19’un Etkileri

Modern dünya yakın zamanda hiç görmediği bir sınav ile karşı karşıya kaldı. Dünyanın en güçlü devletlerinin başkanlarından milyarlarca dolar fonları yöneten yatırım kuruluşlarına, kimsenin beklemediği küresel bir afet ile karşı karşıya kaldık. Dünyanın bir bölgesini ya da sadece belli bir insan grubunu etkileyen afetlerden ziyade tüm dünyayı etkisi altına alan bir afet…

 

Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde tüm dünyada ölü sayısı yarım milyon insanı geçti. 1998 yılında Armageddon adında bir film izlemiştim. Dünya’ya yaklaşan bir göktaşına karşı insanoğlunun çaresizliği ve tüm insanlığın tek yürek olması beni çok etkilemişti. Tam olarak bu birlikteliği yakalamanın çok uzağında da olsak ne kadar aciz olduğumuzu, hayatın içinden tecrübe ederek görmek hem üzücü hem de ibret verici oldu.

 

Değişkenliğin ve belirsizliğin zirve yaptığı bir dönem olarak tarihe geçen bu dönemin aynı zamanda insanlar için hem bir sınav hem de bir aydınlanma aracı olarak kullanıldığını da gördüm. Örneğin Şubat ayında korona virüsü Demokratların bir uydurması olarak gören, bunu da halka alaycı ifadeler ile anlatan Başkan Trump, bu yılın sonunda yapılacak başkanlık seçimlerini çoktan kaybetti. Avrupa’da İtalyanlar, Avrupa Birliği’nin ne işe yaradığını sorgulamaya başladılar. Tedarik zincirlerinde bir ülkenin ya da bir bölgenin sabit olduğu modellerin ne kadar tehlikeli ve maliyet unsurunun karar mekanizmalarında tek başına kullanılmasının ne kadar hatalı olduğu görülmüş oldu. Aile bütçelerinde tasarrufun ne kadar önemli olduğu, zor zamanlar için kenarda bir miktar fiziki altın ya da para bulundurmanın ne kadar doğru olduğu da anlamış olduk.  Ülkemiz özelinde konuşacak olursak, sanırım herkes sağlık sistemimizin ne kadar başarılı olduğunu gördü. Ölüm oranlarına bakıldığında dünya ortalamalarının son derece altında olduğumuz aşağıdaki grafikte görülmektedir.

 

Grafik 1: Covid-19 Vakalarında Ölüm Oranları

 

Bu örnek doğru işler yapıldığında doğru sonuçlara ulaşabildiğimizi, gelişmişliğin ve kalkınmanın önündeki en büyük engelin yine kendimiz olduğunu göstermiş oldu. (ya da göstermiş olduğunu umuyorum).

 

Gelelim konunun ekonomik etkilerine… Hatırlanacağı üzere finansal piyasalar, Covid19’un pandemi haline dönüşmesiyle birlikte çöktü. Amerikan Borsaları tarihinin en sert düşüşlerinden birini yaşadı. Avrupa ve Asya Piyasaları da aynı şekilde hareket etti. Grafik 2, 1 Ocak 2020 – 18 Mart 2020 tarihleri arasında dünya borsalarındaki değişimi gözler önüne sermektedir.

 

Grafik 2: Covid-19’un Dünya Borsalarına Etkisi

 

Borsa İstanbul’un bu süreçte iyi sınav verdiğini, kısa sürede toparlanma göstererek dünya piyasalarına karşı güven tazelediğini söylemek gerekir. Ancak halen dış dünya, Türkiye’de piyasaların işleyişine dair şikayette bulunuyor.  Ayın sonuna doğru dünyanın en büyük endeks sağlayıcısı olan MSCI, hisse senedi piyasasına kurumsal yatırımcı erişiminin daha da zorlaştırılması durumunda Türkiye Hisse Senedi Piyasası’nın gelişmekte olan ülke liginden bir alt lige düşürüleceği tehdidinde bulundu. Bahsi geçen zorlaştırmanın bilinçli bir politikanın ürünü olduğunu görmekle birlikte yapılan tehditleri boşa çıkartacak politikaların; ciddi çalışma, zaman ve sabır gerektirdiğini görmek gerekir. Bu noktada toplumsal olarak ayrışmanın sona ermesi kadar topyekün aynı hedefe kitlenmenin de çok önemli olduğunu belirtmek gerekiyor.

 

Peki yakın gelecekte bizi neler bekliyor? Örneğin: Virüs salgınında ikinci dalga olacak mı? Olacak ise ilki gibi küresel bir çöküş yaşayacak mıyız? Bu soruların cevabı şimdilik yok. Geçmişten genelleme yaparak doğru cevap aramak yapılan bir diğer yanlış olacaktır. Zaman farklı, teknoloji farklı, insanlar farklı… Burada doğru soruları sorarak doğru cevaplara ulaşacağız. İnsan var oldukça ihtiyaç hep olacak mı? Evet… Bu ihtiyaçlar bir şekilde karşılanacak mı? Evet… İhtiyaçları karşılamaya yönelik geliştirilen yöntemler dün olduğu gibi bugün ve yarın da şekil değiştirecek mi? Evet… Esnek, zeki ve etkin yöntemleri kullanan insanlar/şirketler/ülkeler değişen koşullara kolay adapte olarak rakiplerinin önünde olacak mı? Evet…

 

Sanırım kısa cevaplar bize çok şey söylüyor.

Doç. Dr. Sinan Esen

Utrader Yönetim Kurulu Üyesi

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ)

Dekan Yardımcısı